KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU 

(HÜRRİYETİ TAHDİT-ALI KOYMA)

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma

Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Bu suçun;

a) Silahla,

b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,[42]


f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,


İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.

(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır

Etkin Pişmanlık

Madde 110- (1) Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması

Madde 111- (1) Tehdit, şantaj, cebir veya kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlenmesi sonucunda yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Bir kanunun ana ruhunu anlamak için kanun maddesiyle birlikte onun gerekçesiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden aşağıda anılan TCK'nın 109. Maddesinin gerekçesini eklemekte de mevcut yazımızı okuyan kişilere fayda sağlaması temennisiyle aşağıda ekledik.

TCK 109. MADDENİN GEREKÇESİ :

MADDE 109.– Madde metninde kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu tanımlanmıştır.

Bu suç ile korunan hukukî değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çer­çevesinde hareket edebilme hürriyetidir. Kişiler, bir yerde kalma ve bir yere gitme konusunda tercihte bulunma serbestisine sahiptirler. Söz konusu suç işlenmekle kişinin bir yerde kalma ve bir yere gitme hürriyeti ihlâl edilmiş olmaktadır.

Söz konusu suç, bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılmasıyla oluşmaktadır. Örneğin kişinin bir yere kapatılması, bir yerde tutulması veya bir yere götü­rülmesi veya bir yere gitmekten men olunması fiilleri, bu tanıma göre ceza yaptırımını gerektirmektedir.

Maddede geçen hukuka aykırı olarak ibaresi, hukukun izin vermediği hâlleri ifade eder. Örneğin bir suça ilişkin soruşturma kapsamında suç şüp­hesi altında bulunan kişinin ceza muhakemesi hukukunun gereklerine uygun olarak tutulması, gözaltına alınması veya tutuklanması hâllerinde, fiil hu­kuka uygundur ve bu suç oluşmaz.

Maddenin ikinci fıkrasında kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir, tehdit veya hile kullanılarak işlenmesi, bu suç açısından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hâl olarak belirlenmiştir. Suçun temel şekli açısından cebir, tehdit veya hile kullanılmasına gerek yoktur. Örneğin kişi içeride uyumakta iken kapının kilitlenmesi hâlinde, söz konusu suçun temel şekli gerçekleşmiş olmaktadır.

Maddenin üçüncü fıkrasında, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren ni­telikli hâlleri sayılmıştır. Bu nitelikli hâllerden bir kısmı, suçun işleniş tar­zına ilişkindir. Söz konusu suçun işlenmesi bakımından, silâhlı olunması veya kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması, bir kolaylık sağlamaktadır.

Kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu, kişinin yerine getirdiği kamu görevi dolayısıyla işlenmiş olabilir. Suçun bu seçimlik nitelikli unsuru için, failin saiki önem taşımaktadır. Suçun işlendiği sırada kişi kamu görevlisi sıfatını taşımayabilir, örneğin emekliye ayrılmış olabilir. Keza, suç, kamu görevlisinin yakınına karşı da işlenebilir. Bir hâkimin verdiği karara tepki olarak oğlunun kaçırılması bu hâle örnek olarak gösterilebilir.

Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi de bu fıkra kap­samında bir seçimlik nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Suçun icra hare­ketlerinin birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi gerekir. Yani suçun işlenişi açısından müşterek faillik durumunun varlığı hâlinde, bu nitelikli unsur oluşur. Ancak, suçun icra hareketlerinin bir kişi tarafından gerçekleştirilmesine karşılık, diğer suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olması hâlinde, bu fıkraya göre ceza artırılamaz.

Suçun üstsoy, altsoy veya eşe karşı, çocuğa karşı ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi de, üçüncü fıkra hükmüne istinaden cezanın artırılmasını gerektiren mağdu­run şahsı itibarıyla seçimlik nitelikli unsurlar olarak kabul edilmiştir.

Maddenin dördüncü fıkrasına göre; bu suçun mağdurun ekonomik ba­kımdan önemli bir kaybına neden olması hâlinde, ayrıca bin güne kadar adli para cezasına hükmedilecektir. Dikkat edilmelidir ki, bu durumda, suçun netice nedeniyle bir ağırlaşmış hâli söz konusudur. Bu nedenle, failde bu neticeye yönelik kastın bulunması gerekmez. Bu hükmün uygulanabilmesi için, mağdurun ekonomik kaybının önemli miktarda olması gerekir.

Beşinci fıkra hükmüne göre, suçun cinsel amaçla işlenmesi, söz ko­nusu suç açısından failin güttüğü amaç itibarıyla ayrı bir nitelikli unsur oluşturmaktadır. Bu nitelikli unsurun gerçekleşmesi hâlinde verilecek ceza­nın ayrıca artırıma tabi tutulması gerekmektedir.

Altıncı fıkraya göre, kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlen­mesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Bu itibarla, kasten yaralama suçunun temel şeklinin gerçekleşmesi hâlinde, maddenin ikinci fıkrasına istinaden cezaya hükmedilmelidir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu her ne kadar kanuni tabidir bu olsa da hürriyeti tahdit, alıkoyma ve halk arasında yer yer mağdurenin cinsiyetinden dolayı kız kaçırma olarak da olaysal olarak adlandırıla bilinilmektedir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu genellikle cinsel suçlar ile birlikte işlendiğinden ve cinsel suçların cezası ve suç tipi öne çıktığından dolayı bu suç ve verilen cezalar gölgede kalmaktadır. Ancak şu bilinmelidir ki uygulamalarda bazen cinsel suçun tipine göre cinsel suçtan verilen cezalar ile aynı olabildiği gibi hatta o suçun durumuna göre daha da fazla cezalar verile bilinilmektedir. Aşağıda izah edeceğimizi üzere artırıcı unsurlar devreye girdiğinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bir çok suçtan daha fazla cezaya çarptırıla bilinilmektedir.

Anayasanın 19. Maddesinde de kişi hürriyeti ve güvenliği düzenlenmiş olup bu kanun maddesi de dayanağını Anayasanın anılan maddesinden almıştır.

A-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN UNSURLARI;

1-) BİR YERE GİTME HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA: Kişi ana kural olarak istisnalar hariç bir yere gitmek istiyorsa oraya gitmesi engellenemez, Seyahat ve bir yere gitme özgürlüğü kapsamında kural olarak bu engellenemez. Burada şunu vurgulamak gerekir ki bir yere giderken kişinin onu gittiği istikametten başka bir yere iradesi dışında götürmesi durumunda suç oluşacaktır.

2-) BİR YERDE KALMA HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA: Kişi bir yerde kalmak istiyorsa zorla onun iradesi dışında (bazı durumlarda akıl hastası ve yaşı küçük iradesi de olsa bu kabul görmez) istediği yerde kalma hürriyetinden yoksun kılınamaz. Aksi halde karşı taraf açısından bu suç teşkil eder.

Bir yerde kalma hürriyeti kısıtlaması durumu mağdur ya da mağdure bu engeli bertaraf edip edemediği dikkate alınmalıdır Örneğin: Evin kapısı kilitlendiği halde ev zemin katta ve pencere açık ya da açıla biliniyorsa burada mağdur ya da mağdure pencereden çıkabilecek durumda ise suç oluşmaz ancak aynı Örnekte apartman dairesi 5. Katta ise ilgili kişi pencere açıla biliniyorsa bile duruma göre değerlendirilmesi durumunda suçun unsuru oluşabilir

Şunu vurgulamak gerekir ki her ceza dosyası ve olayı matematiksel olarak formüle edilerek aynı yöntemle çözülemez. Hiç bir ceza dosyası ve olayı bire bir aynı olmamaktadır. Mutlaka yaş farkı, artırıcı ve azaltıcı unsurlar vs. devreye girebilmektedir.


MAĞDURUN RIZASI SUÇU ORTADAN KALDIRIR MI;


5237 sayılı TCK'nın 26. Maddesine göre " kişinin üzerinde mutlak tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilemez" Ana kural bu olmakla birlikte bu kuralın her kuralın bir istisnası olduğu gibi bu kuralın da istisnaları mevcuttur Şöyle ki; 15 yaşını doldurup 16 yaşından gün almamış kişilerin rızası geçerli olmadığı gibi akıl hastalarının da yaşı kaç olursa olsun rızaları bu suç yönüyle geçerli değildir


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 20.10.2016 gün, 8792 Esas, 7245 sayılı Kararında " .. Suç tarihinden 15 yaşından küçük olup yaşı itibariyle rızasının hukuki geçerliliği bulunmayan mağdureyi yanına alarak ailesine ait evde ... Tutması şeklindeki eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu..."


B-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN BASİT HALİ VE CEZASI : (TCK 109/1)

Bir kişi ya da kişileri cebir, hile ve tehdit olmaksızın bir yere gitmek ya da bir yerde kalmaktan alıkoyma durumunda suçun basit hali olup cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.


ÖRNEK; Herhangi bir cebir, hile ve tehdit kullanmaksızın okulda ya da ev ya da kapalı bir alanda bulunan kişilerin kapısının kilitlenerek onların ordan çıkmasını engelleme durumunda bu suç oluşur.


C-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMANIN NİTELİKLİ HALİ VE CEZASI (TCK 109/2)


Bir kişi yada kişileri cebir, hile veya tehdit ile bir yere gitmek ya da bir yerde kalma hürriyetinden yoksun kılma durumunda suçun nitelikli hali oluşur.


CEBİR: Cebir kelime anlamı zor kullanma, zorlayış, zora başvurma, zor olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca TCK 108. Maddesinde ayrıca suç olarak tanımlanmıştır. Cebir fiziken zor kullanmaktır, Mağdur ya da mağdurenin direncisini kıracak şekilde kollarını tutup bir çuvala koyma, halıya sarma, ayağından tutup arabaya bindirme. Cebir olarak tanımlanabilinir. Cebrin tüm suç zamanının tamamında olması gerekmez mağdurenin direncinin kıracak şekilde başta olması bu nitelikli hal için yeterli olacaktır.


Yargıtay mağdur ya da mağdurenin direnci dışında 3. Kişilere karşı oluşturulacak direnci kırmayı da Örneğin: Anne, baba kardeş vs kişilere karşı kullanılmasını da yeterli görmektedir.


HİLE; Kelime anlamı bir kimseyi aldatmak, yanıltmak için yapılan oyun olarak tanımlanmaktadır.


Örneğin: Annesinin hastahaneye acilen kaldırıldığından bahisle mağdureyi kandırarak aracına bindirip Hastahane yerine başka bir yere götürülmesi.

"mağdureye para verip hileyle, mağdureyi yanına çağırıp apartmanda Hüseyin adında birisinin oturup oturmadığını sorup, mağdurun oğlu hakkında konuşacağını belirtip mağdureyi kandırarak hile ile, adres bulma konusunda yardım isteyerek, gezdireceğini söyleyerek, para veya şeker vereceğini söyleyerek, oyun oynayalım, torunumla oyun oyna gibi eylemlerle işlenmesi durumunda hile ile eylemin gerçekleştiğini Yargıtay bir çok kararında vurgulamıştır.


TEHDİT; hayata, bilgiye, her türlü faaliyete, çevreye ve/veya mülkiyete zarar verme potansiyeline sahip ve tehlike oluşturacağını işaret eden doğal veya insan yapımı olay, birey, tüzel varlık veya eylem.


Tehdit ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 106. Maddesinde ayrıca suç olarak tanımlanmıştır.


Örneğin: Benimle gelmezsen seni öldürürüm, ailene zarar veririm vs tehdit ile bir kişiyi hürriyetinden alıkoyma durumunda bu suçun nitelikli hali oluşur.


D-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNUN AĞIRLAŞTIRICI HALLERİ ;


109/1 Maddesinde suçun basit hali, 109/2. Maddesinde suçun nitelikli halleri 109/3. Maddesinde ise suçun ağırlaştırıcı nedenleri silahla işleme , birden fazla kişi tarafından, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle, Üstsoy, altsoy, eş ya da boşandığı eşe (bu ibare 08.07.2021 yılıhnda 7331 sayılı kanunun 9.maddesi ile eklenmiştir dolayısıyla bu tarihten önce işlenen boşanılmış eş durumunda bu artırım maddesi uygulanmayacaktır. ) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamaycak durumda bulunan kişi ya da kişilere karşı işlenilmesi halinde yukarıdaki maddelere göre verilecek ceza bir kat artırılacak olup mevcut suçun mağdurun ekonomik bakımından önemli bir kaybına neden olması halinde ayrıca bin güne kadar adli para cezası da verilecektir. Mevcut suçun cinsel amaçla işlenmesi durumunda ceza yarı oranında artırılacak, Bu suçun işlenmesi amacıyla kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış durumda olması nedeni durumunda ayrıca yaralamadan da ceza verilecektir.


1-) 109/3-a Suçun Silahla İşlenmesi :


Ceza kanununda silah TCK'nın 6. Maddesinde tanımlanmıştır, ateşli, delici, yaralayıcı aşındırıcı eczalar vs silahtan sayılmıştır, Bıçak, ateşli silahlar tabanca, tüfek vs. Oyuncak tabanca mağdur taraf bunun oyuncak tabanca olduğunu bilmiyor ya da bilebilecek durumda değilse silahtan artırım yapılır.


Örneğin; Yargıtay 14. Ceza Dairesi 04.11.2014 gün, ve 1813/12123 sayılı Kararında " Dosya içeriniğine göre, sanığın eylemlerini TCK 6/4. Maddesi kapsamında kalan ve fiilen saldırıda kullanılmaya elverişli eter içeren spreyle gerçekleştirmesi karşısında cezasının TCK'nın 109/3-a maddesi uyarınca artırım yapılmadan sanığa eksik ceza verilmesi nedeniyle kararı bozmuştur.


2-) 109/3-b Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi:


Kanunda aranan birden fazla kişiden kastedilen en az iki ya da daha fazla kişi olması gerekir. Peki burada iki ya da birden fazla kişi bizzat iştirak halinde mi işlemeli TCK 37 anlamında TCK'nın 38 ve 39 anlamında azmettiren kişi bu sayıya dahil edilebilinecekmidir Yargıtay burada bizzat iştirak etmeyi TCK 37 anlamında bir birliktelik aramış TCK 38 ve 39. Maddeleri uyarınca olan durumlarda o kişi ya da kişileri bu sayıya dahil etmemiştir.


Örneğin: Bir kimse diğer bir kimseye azmettirerek suç katılmadan bir diğer kişinin hürriyetinden alıkonulmasına sebebiyet verilmiş ise burada uygulanmaz. Ancak bir kişi iki kişiyi azmettirdi ve o iki kişide bir kişiyi birlikte kaçırmış ise hem kişiyi kaçıran iki kişi açısından hem de azmettiren açısından bu ağırlaştırıcı neden uygulanır.


3-) 109/3-c Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi:


Bu artırım için mevcut aşamada kamu görevlisi olması ya da önceden kamu görevi yapan kişinin yapmış olduğu kamu görevi nedeniyle mevcut suçun ona karşı işlenmesi gerekir.


Örneğin: Bir polis memurunun yapmış olduğu görevi nedeniyle , Bir belediye başkanının yapmış olduğu imar nedeniyle kendisine karşı ya da yakınlarına karşı işlenmesi nedeniyle bu artırım nedeni uygulanacaktır.


4-) 109/3-d Suçu Kamu Görevinin Sağladığı Nüfuzu Kötüye Kullanmak Suretiyle İşlenmesi:


Bu artırım için kamu görevlisinin kamu görevinin devam etmesi gerekir. Kendisini kamu görevlisi olmadığı halde kamu görevlisi olarak tanıtarak bu suçun işlenmesi durumunda bu maddeden değil hile ile gerçekleştirdiği kabul olunarak TCK 109/2. Maddesi uyarınca cezalandırılması gerekir failin.


Bu nitelikli halin oluşabilmesi için sanığın hürriyeti kısıtlama yetki ve görevinin olması gerekli şart değildir. Bu yetkisi olmasa bile kişi yada kişiler üzerinde nüfuz ve otorite sahibi olan kamu yetkilileri de bu suçu işleyebilmektedir.


Örneğin: Öğrencinin soruyu bilmemesi nedeniyle öğretmeninin o öğrenciyi bir yere kapatması. Hakim ve Savcının yasal yetki sınırlarını aşarak bir kimseyi tutuklaması ya da gözaltına alması. Polisin ilgili kişi hakkında bir şüphe ve soruşturma olmadan araca alıp araçta ya da karakolda saatlerce tutması. İnfaz koruma memurunun şartları ve karar olmadan tutuklu ya da hükümlüyü hücreye koyması.


5-) 109/3-e Suçun Üst Soy, Alt Soy veya Eşe Karşı İşlenmesi:


Kanun koyucu bu akrabalara karşı suçun işlenmesi daha kolay olduğu ve bu akrabalık ilişkisinin suçun işlenmesini kolaylaştırmasından dolayı bu hususları artırım nedeni olarak kabul etmiştir.

Üst Soy; Bir Kişinin annesi, babası, anneden ve babadan dedesi, babaanne ve anneannesi, büyükanne ve büyük dedesi


Alt Soy; Çocuk, torun, torunun çocuğu, ve onların çocuğudur


Eş; Buradaki eşten kastedilen. Medeni nikahla evli (resmi) olunan kimsedir. Nişanlı, Dini nikahla evlenilen eş ya da boşanılan eş bu artırıcı unsura girmez.


6-) 109/3-f Suçun Çocuğa Ya da Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Kişilere Karşı İşlenmesi;


TCK 6.maddesi ve Çocuk Koruma Kanunun 3. maddesi uyarınca daha erken yaşta ergin olsa dahi bir kimse 18 yaşını doldurmadıkça çocuk sayılır kanuni olarak


Burada uygulamada kademeli bir uygulama geliştirilmiştir.


1-15 yaş arası; Buradaki çocukların rızaları kesinlikle uygulamada kabul görmemektedir.


15-18 yaş arası; Burada rızası varsa Kişiyi Hürriyetinden Yoksun kılma suçun oluşturmaz ancak TCK 234/3. Madde de düzenlenen "Çocuğun Kaçırılması ve Alıkonulması" suçunu oluşturabilir şartları varsa. Bu suçta korunan hukuki yarar anne ve babanın çocuğun eve gelmemesi nedeniyle ondaki endişe ve korkuyu korumaktadır. Bu aşamada mevcut suçunda anlatımında yarar vardır.



TCK 234 ÇOCUĞUN KAÇIRILMASI VE ALIKONULMASI SUÇU;


Kanuni temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikayet üzerine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


Buradaki çocuk kavramı 18 yaşını doldurmayan kişi olarak tanımlanmaktadır. Burada Kanun koyucu anne ve babanın velayet hakkını korumuştur.


Örneğin: 18 yaşını bitirmeyen bir mağdur ya da mağdurenin ailesine haber verilmeksizin arkadaşının evinde kalması, evden kaçan bir kimsenin ailesinin ya da yetkili yerlerin haberdar edilmeksizin kendi evinde tutan kimse şayet mağdur ya da mağdereye karşı cebir, hile ve tehdit ya da cinsel bir eylem gerçekleştirmemişse bu suç oluşur.



Suçun Beden veya Ruh Bakımından Kendini Savunamayacak Kişiye Karşı İşlenmesi:


Bu kişinin felçli olması, engelli olması, hastalığı ya da bedensel bir arızadan dolayı sanığın eylemine karşı koyacak durumda olmasıdır. Yüksel alkol durumu, çok ileri yaş, uyuşturucu etkisi de buna dahil edilebilinir. Mağdur ya da mağdure sanığa karşı istese de engel olacak durumda değildir.


8-) 109/4 Suçun Mağdurun Ekonomik Bakımdan Önemli Bir Kaybına Neden Olması;


Burada önemli olan bu suç nedeniyle mağdurun önemli bir ekonomik bir kayıp yaşamasıdır.

Örneğin; İş adamanını kaçırılması nedeniyle önemli bir sözleşme yapamaması ya da önemli bir toplantıya katılamaması nedeniyle önemli bir şekilde ekonomik kayba uğraması durumunda bu artırım maddesi uygulanır.


9-) 109/5 Suçun Cinsel Amaçla İşlenmesi:


Burada en çok önemli husus ve genellikle karıştırılan durum uygulamada, cinsel amaç (saik) yeterli cinsel eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği yeterlidir. Ayrıca yine vurgulamak gerekir ki karıştırılan bir husus da evlenmek için kaçırmalarda evlenme de cinsel amaç yok iyi niyet var gibi yaklaşımları da Yargıtay uygulamalarında bertaraf etmiştir. Evlenme amacıyla da kaçırılan kişi cinsel amaç gerçekleşmeden yakalanması durumunda cinsel amaç var kabul ediliyor. Verilen ceza anılan bu maddeden artırıma tabi tutuluyor.


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 14.03.2013 gün, 2012/324 Esas, 2013/2763 sayılı Kararında " Oluş ve kabule göre; sanığın boşandığı eşi olan mağdurenin annesinin evine gelerek mağdureyi zorla arabaya bindirdiği, arabanın çalışmaması üzerine, araçtan indirerek kolundan tutmak suretiyle 100 metre kadar sürükleyip taksiye bindirmek için yola çıkardığı sırada, tanıkların haber verdiği polislerin gelmesi ile sanığın olay yerinden kaçarken yakalandığının anlaşılması karşısında; sanığın işlediği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlandığı , cebir ve şiddet kullanarak gerçekleştirdiği eyleminin cinsel amaç taşıdığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK'nın 109/2. Fıkrası yerine 1. Fıkrasının uygulanması, ayrıca 109/5. Maddenin uygulanmaksızın suçun tamamlandığı da gözetilerek 109/2 ve 5. Maddeleri uyarınca ceza yerine anılan kanun maddelerden eksik ceza tayin edilmesi bozma nedenidir."


10-) Hürriyeti Kısıtlama Suçunun Mağdurun Nitelikli Şekilde Yaralanmasına Sebebiyet Vermesi:


Kasten yaralama suçu bilindiği üzere TCK'nın 86 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Şayet Kişiyi kaçırma ya da alıkoyma durumunda yaralanma TCK'nın 87. Maddesinde düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama ise ayrıca yaralama suçundan da ceza verilecektir ancak bu aşamaya gelmeyen yaralamalar Kişiyi Hürriyetinden Yoksun kılma suçunun unsuru kabul edilip ayrıca yaralama suçundan ceza verilmeyecektir.


Yargıtay 14. Ceza Dairesi 11.06.2013 gün, 2013/4940 Esas, 203-13/7428 sayıla Kararı " Mağdurun TCKRnın 86/1.maddesi kapsamında kalacak derecede yaralanması şeklinde gerçekleşen olada, söz konusu yaralanmanın, TCK'nın 87.maddesi kapsamında neticesi sebebiyle ağırlaşmış nitelikli bir yaralama olmadığından, nitelikli hali olan cebir unsurunu olmadığından TCK'nın 109/2. Maddesinde tanımlanan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir unsurunu oluşturduğu gözetilerek TCK'nın 109/6 ve 42. Maddeleri uyarınca ayrıca kasten yaralama suçundan ceza verilmeyeceğinin gözetilmemesi"

E -) ETKİN PİŞMANLIK TCK 110

TCK 110 "Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturma başlamadan önce; mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yere serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.


Soruşturma Başlamadan Önce Bırakması;

5271 sayılı CMK'nın 2. Maddesine göre soruşturma; yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesiyle başlar. CMK'nın 158. Maddesinde suç ihbar ve şikayetlerinin kural olarak Cumhuriyet Savcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilineceği kabul edilmiş, İstisnai hallerde mahkeme, valilik, kaymakamlık, yurd dışında elçilik ve konsolosluk gibi mercilere de ihbar ve şikayette bulunulabileceği kabul edilmiştir. Soruşturma başladıktan sonra mağdur ya da mağduru serbest bıakmış ise bu durumda etkin pişmanlık hükmünden faydalanamaz ancak bu mahkemece takdiri indirim nedeni olarak cezanın alt sınır ya da diğer lehe hükümlerin uygulanmasında gözetilebilinir.

2-Mağdurun Şahsına Zarar Verilmemesi;

Bu mağdurun şahsına karşı maddi ya da manevi bir zarar olabilir. Yaralama, ya da cinsel bütünlüğüne yönelik bir zarar durumunda bu indirimden faydalanamayacaktır.

3-) Mağduru Güvenli Bir Yerde Bırakma;

Mağdurun rahatlıkla güvenli bir şekilde evine ulaşabileceği bir yere bırakmalı, Gece vakti dağ başında bırakma olmaz.

4-) Mağduru Kendi Hür İradesiyle Serbest Bırakması;

Mağdurun kendisinin kaçması, kolluk kuvvetlerine yakalanacağını anlayıp bırakması durumunda bu hüküm uygulanmaz. Ayrıca insani bir şekilde bırakmalıdır çıplak bir şekilde bırakması durumunda bu olmaz.

E-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU UZLAŞMAYA TABİMİDİR;

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaşmaya tabi değildir.

F-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDAN VERİLEN CEZA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLEBİLİNİR Mİ;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. Maddesinde düzenlenmiştir. Şayet verilen ceza 2 yıl ve altında bir ceza ise ve diğer öngörülen unsurlar varsa HAGB yapılması mümkündür.

G-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU ŞİKAYETE TABİMİDİR;

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun basit hali ve nitelikli hali şikayete tabi değildir ancak TCK'nın 234/3. Maddesinde düzenlenen alıkoyma suçu şikayete tabi bir suç olup şikayet hakkı da velayet hakkına sahip anne ve babasıdır.

H-) KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇUNDA ZAMANAŞIMI NE KADARDIR

Zamanaşımı TCK'nın 66. Maddesinde düzenlenmiştir. Burada zamanaşımı en az 8 yıl olup cezanın miktarına göre de zamanaşımı artmaktadır. Ayrıntılı olarak mevcut 66. Maddede bu husus belirtilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken husus Yargıtay Ceza Genel Kurul kararı uyarınca artırım maddelerince öngörülen ceza miktarları da göz önüne alınarak zamanaşımı kanunda öngörülenin daha üstüne çıkartılarak sanığın aleyhine bir durum oluşturulmuştur.

Şu husus unutulmamalıdır ki ceza hukukunda her bir olay farklı değerlendirilir, bize müracat eden vatandaşlarımızdan defaatle duyduğumuz üzere benzer şu olayda şu şu kadar ceza aldı ben ne kadar ceza alırım ya da fazla ceza aldım, Ceza hukukunda mahkeme hükmü kurarken birçok ceza hukuku ilkelerini gözeterek hüküm kurmaktadır. Artırıcı nedenler hafifletici nedenler, teşebbüs, altı sınır, üst sınır, sosyo ekonomik durum daha bir çok husus devreye girmektedir. Tavsiyemiz ceza hukuku alanında iyi bir avukatla kendilerini temsil ettirip sürpriz beklenmedik bir kararla karşılaşmamaları temennisiyle


Avukat sadece sonucu garanti etmez, avukatın en iyi şekilde sizi temsil edip, sizin haklarınızı en iyi şekilde korunmanızı sağlamakla yükümlüdür., avukatın sonucu garanti etme yükümlülüğü olmadığı gibi avukat yargılama aşamasında bilmediğiniz karanlık yolda bir el feneri gibi size ışık tutar.


Elbette şunu vurgulamak gerekir ki bu suçla ilgili detaylar bu yazdığmızla sınırlı değildir, bu yazımız vatandaşlarımıza mevcut suç ile ilgili bir ön bilgi amacı taşımaktadır. Bu suçla ilgili sayfalarca kitap yazılmasının mümkündür.    Ankara     2023


Saygılarımla  Avukat Ömer YILMAZ 

iletişim adresleri


Adres

Strazburg Cad. 5/10 Çankaya/ANKARA
Konum
 https://goo.gl/maps/VLvQ529qDaYiQFXN6 

telefon

Av. Ömer  YILMAZ:+905466805484
Av. Ali AKDAĞ +905366023989


Email


av.omeryilmaz06@gmail.com
av.aliakdag@gmail.com



Whatshap 

+905366023989